SAHİH-İ BUHARİ

Bablar - Konular - Numaralar

KİTABU’L-HAC

<< 752 >>

باب: وجوب الحج وفضله.

1- Haccın Farz Olması Ve Fazileti

 

-{ولله على الناس حج البيت من استطاع إليه سبيلا ومن كفر فإن الله غني عن العالمين} /آل عمران: 97/.

"Yoluna gücü yetenlerin o evi haccetmesi, Allah'ın insanlar üzerinde bir hakkıdır. Kim inkar ederse bilmelidir ki, Allah bütün alemlerden müstağnidir (hiçbir şeye ihtiyacı yoktur)"[Al-i İmran 97]

 

حدثنا عبد الله بن يوسف: أخبرنا مالك، عن ابن شهاب، عن سليمان بن يسار، عن عبد الله بن عباس رضي الله عنهما قال: كان الفضل رديف رسول الله صلى الله عليه وسلم، فجاءت امرأة من خثعم، فجعل الفضل ينظر إليها وتنظر إليه، وجعل النبي صلى الله عليه وسلم يصرف وجه الفضل إلى الشق الآخر، فقالت: يا رسول الله، إن فريضة الله على عباده في الحج أدركت أبي شيخا كبيرا، لا يثبت على الراحلة، أفأحج عنه. قال: (نعم). وذلك في حجة الوداع.

 

[-1513-] Abdullah İbn Abbas r.a. şöyle demiştir: "Fadl, Resulullah Sallallahu Aleyhi ve Sellem'in terkisine binmişti. Bu sırada Has'am kabilesinden bir kadın geldi. Fadl kadına, kadın da Fadl'a bakmaya başladı. Bunun üzerine Nebi Sallallahu Aleyhi ve Sellem Fadl'in yüzünü diğer tarafa çevirdi. Kadın şöyle dedi: "Ey Allah'ın Resulü! Allah'ın, kulları üzerinde bir hac farîzası hakkı bulunmaktadır. Babam ise yaşlandı. Binek üzerinde duramaz haldedir. Ben onun yerine hac yapabilir miyim?"

 

Resûlullah Sallallahu Aleyhi ve Sellem, "Evet" buyurdu. Bu olay veda haccı sırasında vuku bulmuştur.

 

Tekrar: 1854, 1855, 4399, 6228

 

 

AÇIKLAMA:    Haccın kelime anlamı "kasdetmek"tir. Terim anlamı ise, özel bazı amelleri yapmak üzere Kabe'ye gitmeye kasdetmektir. Haccm farziyeti, dinde zaruri olarak bilinen bir husustur. Alimler haccın, bir kez yapıldıktan sonra, ancak adamak gibi arizî bir sebeple yeniden farz olacağı konusunda icma etmiştir.

 

Haccın, hemen yapılması gereken (fevrî) bir ibadet mi yoksa ertelenebilen ve istenildiği zaman yapılabilen (terahî) bir ibadet mi olduğu konusunda ihtilaf edilmiştir. Bu farklı görüşler bilinen hususlardır.

 

Yine haccın farz kılınma vakti hususunda da değişik görüşler bulunmak­tadır: Bir görüşe göre hac hicretten Önce farz kılınmıştır. Bu görüş, taraftarı bulunmayan (şaz) bir görüş olarak kalmıştır. Diğer bir görüşe göre ise hac hicretten sonra farz kılınmıştır.

 

Haccın hangi sene farz kılındığı konusunda farklı görüşler vardır: Çoğunluğa göre hicretin altıncı yılında farz kılınmıştır. Çünkü altıncı yılda, "Haccı ve umreyi Allah için tam yapın"[Bakara 196] ayeti nazil olmuştur. Bu görüş, bir şeyi tam yapma ile farz kılınmanın başlamasının kastedilmiş olduğu fikrine dayanmaktadır.

 

Haccın fazileti zaten bilinen bir konudur. Ayette ise özellikle haccı terkeden-lere karşı bir cezadan (vaîd) söz edilmiştir. Bu konuya ayrı bir başlıkta (4. konu­da) yer verilecektir. Buharî burada Has'amiyye hadisi dışında diğer hadislere yer vermemiştir. Bunun konu başlığı ile ilgisi biraz zayıftır. Belki de Buharî bu hadise yer vermek ile haccı bizzat yapmaya gücü yetmeyen kimsenin yerine başkasını Göndermesine, haccı terketmesinin mazur görülmeyeceğine vurgu yapmak sure­tiyle haccm ne kadar faziletli bir ibadet olduğunu ortaya koymak istemiştir. Has'amiyye hadisine, senedinde yer alan Zührî hakkındaki farklı görüşlere "ih­ram yasakları" konusunun sonlarında yer verilecektir.

 

Bu hadisle, ayette zikri geçen "istitaat" (güç yetirebilme) tefsir edilmek istenmiştir. Buna göre "istitaat" sadece yol azığı ve binek ile değil, aynı zamanda mal ve beden ile de olur. Çünkü eğer güç yetirebilme sadece yol azığı ve binek olsa, felçli bir kimsenin de çok zor bile olsa bineğe bağlanarak mutlaka hacca gitmesi gerekirdi.

 

İnsanlar, kendisine hac farz olanlar ve olmayanlar olarak iki kısımdır. Hac farz olmayanlar; köleler, mükellef olmayanlar ve (hacca gitmeye) gücü yetmeyen kimselerdir.

 

Kendisine hac farz olmayan kimseler, hac yapmaları halinde geçerli olanlar ve olmayanlar şeklinde ikiye ayrılır. İkinci kısımda köle ve mükellef olmayan kimseler yer almaktadır.

 

Hac yapmaya gücü yetenler, haccı bizzat yapması halinde haccı geçerli olanlar ve olmayanlar olarak ikiye ayrılır. İkinci kısımda mümeyyiz olmayan kimseler yer almaktadır.

 

Haccı bizzat yapması sahih olmayan kimseler, kendisi yerine başkasını gönderebilenler ve gönderemiyenler olarak ikiye ayrılır. İkinci kısımda kafirler yer almaktadır.

 

Buna göre haccın sahih olması için tek şart Müslüman olmaktır.